Türkiye Makine Federasyonu (MAKFED) tarafından bu yıl 3’üncüsü düzenlenen Machinery Hill, Türk sanayisine yön veren isimleri bir araya getirdi. 3 binden fazla işletmeyi temsil eden 32 sektörel derneğin çatı kuruluşu olan MAKFED’in öncülüğünde gerçekleştirilen zirvenin açılış konuşmalarını Teknoloji Endüstrileri Konfederasyonu Lideri Rada Rodriguez, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mustafa Gültepe ve MAKFED Başkanı Adnan yaptı. Dalgakıran. Birçok odak alanda farklı panellerin tasarlandığı etkinlikte TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, sanayicilerin İkiz Dönüşüm vizyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mustafa Gültepe konuşmasında, Türkiye’de sanayide çarkları döndüren sektörün makine olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Türkiye imalat sanayiyle büyüyor, imalat sanayimiz makineyle büyüyor. sektör. 1923 yılında 50,8 milyon dolar olan ihracatını 2022 yılında 254 milyar doların üzerine çıkaran ülkemizde makine branşımız doğal olarak diğer sanayi kollarımızın başında yer almaktadır. Yeşil Dönüşüm konusunda bize güç veren, yüksek güç sınıflarına sahip, çevre dostu makinelere doğru hızlı bir ilerleme gözlemliyoruz. Makine departmanı sağduyu, uyum ve iş birliğini ön planda tutan bir ekosisteme sahiptir. “Bölümün yıllık ihracat kapasitesi 23 milyar, bunun üzerinde makine ithalatı da göz önüne alındığında Türkiye’de iç talebi karşılama konusunda büyük bir potansiyel var.”
“İkiz Dönüşüm Merceğinden Rekabetçi Değer Zincirine Bir Bakış” başlıklı konuşma yapan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, şunları söyledi: “İkiz Dönüşüm anahtar kavramı etrafında teknolojik sıçrama sağlayacak stratejinin, kamuoyu ile birlikte hayata geçirilebileceğini, sivil toplum kuruluşları, iş dünyası ve akademi dünyasını bir araya getirerek küresel krizleri küresel işbirlikleriyle çözebiliriz.Cari açığı ve dışa bağımlılığı azaltacak, yatırımları teşvik edecek stratejik birimlerin geliştirilmesini sağlayacak güçlendirme politikalarını hep birlikte geliştirmeliyiz. 12. Kalkınma Planı’nda makine sektörünün öncelikli sektörler arasına alınması doğru bir adımdır. “Makine sanayinin temel dinamiklerini anlamak, tüm stratejik segmentlerinin yönünü anlamak demektir.”
“Makine imalatı yapan işletmelerin uluslararası rekabet gücü ana gündemdir”
Konuşmasına makine sektörünün ekonomi, bilişim ve teknolojideki dönüşümü yakından takip etmek için çok uygun bir alan olduğunu belirterek başlayan MAKFED Başkanı Adnan Dalgakıran, şunları söyledi: “Dünya ticaretinin yaklaşık yüzde 30’unu oluşturan makine sektörü, Yıllık 22 trilyon dolara ulaşan mal miktarı, ülkelerin kalkınmasının ve zenginliğinin anahtarıdır. Cumhuriyetimizi kuranlar, makine sanayinin sanayileşmedeki kilit sektör olarak rolünü 100 yıl önce görmüşler ve bu günlerin kapısını açmışlardır. Yeni yüzyılın eşiğinde düzenlenen Tepemizde makine imalatı yapan işletmelerin uluslararası alanda rekabetçi ölçeklere nasıl ulaşabileceğini ana gündem olarak seçtik. En güçlü rakiplerimiz yeni taktiklerle uluslararası ticaretteki paylarını artırmanın yollarını ararken, biz de bu yarışa nasıl hazırlanabileceğimizi tartışmak istedik.”
Küresel mal ticaretinde son dönemde yaşanan daralmanın makine sektöründeki rakipleri teşvik ettiğini ve daralan pastadan pay almak için başta Çin olmak üzere agresif pazarlarda teyakkuz halinde olduklarını kaydeden Dalgakıran, şöyle konuştu: “Yerli imalatçı firmalarımız Çin’in devasa ihracat istilasının yükünü taşıyorlar.” . Dünyanın en gelişmiş ülkeleriyle makine ticareti yapan ve makinelerinin yüzde 70’e yakınını AB ve ABD’ye ihraç eden Türkiye, Çin makinelerine her ay 1 milyar dolar ödüyor. Uzakdoğulu rakiplerimizin daha az maliyetle üretim yapabilmesini ucuz emeğe bağlayanlar var ama Çin ile Türkiye’de uygulanan asgari fiyat arasında çok büyük bir fark yok. İki ülke arasında başka farklılıklar da var. Çinli şirketler ülkelerinden yüzde 3 faizle uzun vadeli borçlanabildiğinden, ürünlerini yurt dışına 5-10 yıl vadeli pazarlayabiliyorlar. Çinli makinistler Türk makinistlere göre yüzde 25-30 daha uygun fiyatlı sac kullanıyor. “Tam verimlilikle çalışan devasa bir işletmenin üretim maliyetleri, aslında düşük kapasitesinin altında çalışan bir işletmenin üretim maliyetleri ile aynı değildir.”
Bölümde faaliyet gösteren 120 büyük işletmenin makine ihracatında yüzde 40, 750 orta ölçekli işletmenin ise yüzde 30 paya sahip olduğunu belirten Dalgakıran, şöyle konuştu: rakiplerinin dayanıklılığını, esnekliğini ve teknolojik derinliğini artırır. İhracat gelir ortalamaları arasında büyük farklar bulunan firmaların Ar-Ge ve inovasyon bütçeleri ve markalaşma yatırımları rekabet edemiyor. Bu sorunlara çözüm bulmadan fiyat odaklı rekabeti besleyen birçok kapasitenin önüne geçemeyiz. Ölçek yeterliliğini sağlayan firmaların yaygınlaşmasını sağlamadan, verimliliği düşük, katma değeri düşük firmaları büyük ölçekli ve kurumsal işletmelerle değiştiremeyiz. Önümüzdeki döneme ışık tutacak 12. Kalkınma Planı’nda da makineli imalat yine öncelikli sektörler arasında yerini aldı. Alınan tedbirlerin zamanında uygulanmasını sağlamak için sorunlarımızla ilgili kurumlarla birlikte çalışacağız. Makina Zirvesi’nde firmaların üretim ölçeklerinin genişletilmesine yönelik oluşturulacak ortak iradenin, Cumhuriyetin yeni yüzyılında rekabet gücümüzü artırıcı etki yaratacağına inanıyorum.”
Makine bölümü İTÜ, 42 Türkiye ve Akbank ile protokol imzaladı
Üniversite-sanayi işbirliği potansiyelinin de ele alındığı Zirvede, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu’nun katılımıyla İTÜ ile MAKFED arasında Makine Sanayi Teknoloji Geliştirme Platformu Protokolü imzalandı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı himayesinde, ülkemize genç yazılımcılar yetiştirmeyi amaçlayan 42. Türkiye ve Türkiye Makinistleri İş Birliği Protokolü’nün imza töreni, 42 Türkiye Ülke Müdürü Sertaç Yerlikaya’nın katılımıyla gerçekleştirildi. Akbank Genel Müdür Yardımcısı Çetin Düz, Akbank’ın makine bölümüne yönelik oluşturduğu Özel Paket’e ilişkin protokolün imza törenine katıldı.
